norkem - Your first link in the chemical chain

17.01.2022

Tatlandırıcılar lezzetli ikramların sağlıklı beslenme ile dengelenmesine nasıl katkıda bulunur? >

Şeker söz konusu olduğunda bu uyarılar bir dereceye kadar haklı. İnsan bedeni fazla miktarda şekeri işlemek üzere tasarlanmamış. Beslenmede yüksek miktarda "serbest şekerin" bulunması obezite, diyabet, kalp hastalıkları ve bazı kanser türlerinin oluşmasında temel sebep olabiliyor.

Maalesef tatlarını güzelleştirmek için kek, bisküvi, tatlı ve içeceklere eklenen şeker miktarı, sağlıklı bir şekilde başa çıkabileceğimizin çok üstünde. Örneğin tek bir kutu meşrubatta bulunan şeker, bir yetişkinin günlük tüketmesi önerilen maksimum 30 g şeker miktarını kolaylıkla aşabilir.

Yüksek şeker içeren bir beslenmenin negatif etkilerini tıp bilimi açıkça gösterdikten sonra dahi, bir alışkanlığı terk etmenin zor olduğu da aşikar. İnsanlar tatlı şeyleri seviyorlar. Ancak alternatif tatlandırıcıların artışı ve kolektif bir toplum sağlığı çabası ile son 10 yılda gerçek bir ilerleme yaşanabildi.

Tatlandırıcıların durumu ispatlanıyor

Zorluğun bir parçası, alternatif tatlandırıcıların halkın desteğini kazanmak için ayrı bir mücadele vermesi oldu. Modern gıda biliminin ürünü olan tatlandırıcılar çoğunlukla "yapay" olarak damgalandı. Sağlık ve beslenme konusunda verilen mesajlar doğal gıdaların bizim için daha iyi olduğunu söylüyor. Yani yapay tatlandırıcıların üstün niteliklerine dair şüphe ve kafa karışıklıklarının oluşması anlaşılır.

Ama şeker alternatiflerini destekleyen kanıtlar da açık. Aspartam, asesülfam k., sodyum sakarin ve sukraloz gibi yaygın tatlandırıcıların hepsi düşük kalorili. Bazılarında hiç kalori yok. Ağzımızda tatlıyı hisseden tat reseptörlerine şeker gibi bağlanıyorlar hatta bazı durumlarda daha iyi sonuç çıkarıyorlar.

Bu tatlandırıcıların eklendiği her tür gıda ve içecek tatlı hale gelir, ama kalorisi düşüktür. Norkem'in üyesi olmaktan onur duyduğu British Soft Drink Association tarafından sunulan verilere göre alkolsüz içeceklerde tatlandırıcı kullanımındaki artışla birlikte kalori alımı 2014 yılından beri %43 oranında azaldı. Bu, obezite riskinde büyük bir düşüş anlamına geliyor.

Kan şekeri seviyelerini şeker/sukroz gibi artırmadığı için tatlandırıcıların Tip 2 diyabete sebep olma ihtimali daha düşük. Ayrıca dişlerimiz için de çok daha iyiler.

Bunun dışında, E kodları ile ilgili tartışmayla birlikte toplumda tatlandırıcılara dair negatif bir algı oluştu. E kodları Avrupa gıda güvenliği yasası kapsamında gıda katkı maddelerine verilen yasal kodlardır. E kodunun amacı, eklenen katkı maddesinin insan tüketimi için güvenli olduğunun kanıtlandığını ve katı düzenlemelere uyulduğunu göstermektir.

Onaylı tatlandırıcılar, gıda içeriklerinin tabi olduğu en titiz araştırmalardan ve mevzuata ilişkin değerlendirmelerden geçer. E kodu tatlandırıcılara yalnızca tüketici açısından açık bir yararı olduğu kanıtlanmışsa verilir. Bu nedenle, E kodları gıda ürününün yabancı bazı kimyasallar içerdiğini değil, katkı maddelerinin katı testlere tabi tutulduğunun, güvenli olarak akredite edildiğinin ve açık faydalara sahip olduğunun bir kanıtıdır. 

Ayrıca tüm şeker alternatifleri laboratuvarda üretilen, tamamen sentetik kimyasallar değildir. Giderek artan sayıda alternatif doğal bitki kaynaklarından elde edilmektedir. Bunlar arasında Stevia ve türevleri, ayrıca GOFOS diyet lifi mevcuttur.

Gıda ve içecek ürünleriniz için tatlandırıcı tedarik etmeye çalışıyorsanız COVID-19 pandemisi nedeniyle bu ürünlere erişimde sorun yaşandığını biliyorsunuzdur. Norkem tüm temel şeker alternatiflerini iyi bir ölçüde stoklarına almayı başardı; ayrıca GOFOS ve agave fruktoz şurubu gibi organik doğal tatlandırıcıların tek tedarikçisi.

Fiyat ve teslimat bilgileri için özel gıda ve içecek ekibimizle iletişim kurabilirsiniz.